Korkulu Rüyaların Bitmeyen Bölüm Sonu Canavarı: Biyolojik Aile Görüşmeleri

26 Nisan 2021 2719 Okunma

Korkulu Rüyaların Bitmeyen Bölüm Sonu Canavarı: Biyolojik Aile Görüşmeleri

Neredeyse 10 yıl olacak. Kardeşim aile görüşmesinden çıkmış, arabadayız. Aklı ve duyguları karmakarışık. Bize şaşkın şakın bakıyor. Sonra gergin bir gülümsemeyle bizi ne kadar çok sevdiğini ve bir daha buraya gelmek istemediğini söylüyor. Eve gidiyoruz. Türlü türlü yaramazlıklar yapıyor, ağlıyor, bağırıyor, durdurmasak küçücük boyuyla evi yıkacak. Zor zapt ediyoruz. Bu kez de kendine kızıp var gücüyle yanaklarını sıkmaya başlıyor ama nasıl bir sıkmak… Ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Bu durumla nasıl başa çıkılır bilmiyoruz. İlk tepkimiz elbette birbirimize “Bu ne yahu! Çocuk allak bullak oldu. Ne gerek var bu görüşmelere?” demek oluyor.

Ben bunlar olduktan beş yıl kadar sonra bu işe iyice merak sarıp koruyucu ailelik üzerine araştırma yapmaya başladım. Fark ettim ki yaşadıklarımızda yalnız değiliz. Bizim gibi korkan, endişelenen, ne yapacağını şaşıran o kadar çok aile var ki! Neredeyse hepsinin tek bir önceliği var: Çocuklarına zarar gelmesin. Bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlar. Elbette biyolojik aile görüşmeleri de bu konunun bir parçası. “Kendi yerlerini bulamayan, kendini konumlandırmakta zorluk çeken çocukların kafasını daha fazla karıştırmaya gerek var mı gerçekten?” diyorlar. Ne kadar haklı bir kaygı“. Zaten yaralı bir çocuğun yarasına tuz basmak değil mi bu?” Evet, bu cümle de oldukça anlaşılır. Eğer kaygılarınızı paylaştığıma ikna olduysanız lütfen bana bir şans verin ve yazıyı okumaya devam edin. Söz uzatmayacağım.

Size “hayatınızdaki en önemli kişi kim?” diye sorsam neredeyse herkes bir çırpıda tek bir kişiyi söyleyebilir. Hayatla bağımızı kuran kişi odur. Bizi güvende hissettirir. Nerede durduğumuzu hatırlatır. Hatta o kadar bağlıyızdır ki bu kişiye, o kişi ölse bile gülüşünü, bakışını, kokusunu hatırlamak kaygılarımızı dindirir, yüreğimizi ısıtır. Bir çocuk için bu kişi ona bakım veren kişidir. Çocuk dünyayı önce onun kanatlarının altında keşfeder, o iyi hissederse iyi, kötü hissederse kötü olur. Hatta o kadar ki uzmanlar belli bir yaşa kadar bebeklerin kendilerini anneleri ile bir algıladığı görüşündeler. Ne kadar kötü, zalim ya da yanlış olursa olsun, çocukların biyolojik aileleri onlar için işte bu duyguları ifade ediyor.

Evet, biyolojik ailelerini her gördüklerinde kafaları karışıyor. Bazen onlara kızıyorlar ve neden buraya geldiklerini, neden diğer aileler gibi olamadıklarını sorguluyorlar. Bazen bunun için kendilerini sorguluyorlar ve hatta hiç hak etmedikleri halde kendilerini suçlu hissediyorlar. Koruyucu aileleri ile kaldıkları için biyolojik ailelerine, biyolojik aileleri ile görüştükleri için koruyucu ailelerine ihanet etmiş gibi hissediyorlar. Muhtemelen tam da bu nedenle her ziyaret sonrası duyguları allak bullak oluyor.

Keşke elimizde bir sihirli değnek olsaydı ve tüm bu geçmişi bir anda silip yaralarını kapatabilseydik. Böylece ne çocuk ne biz bir daha bu kargaşayı yaşamak zorunda kalmazdık. Fakat siz de çok iyi biliyorsunuz ki bu yaralar öyle yaralar değil.

Bu kadar dramdan sonra bir de akademik katkı sunmak isterim. Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce savunacağım şeye dair bilgi edinmek için şu makaleyi okudum: “Biyolojik aile ile düzenli görüşmenin, koruyucu aile yanında kalan çocukların ruh sağlığına etkisi”. Makale koruyucu aile yanında kalan 362 genç ile yapılan bir araştırmayı konu alıyor. Araştırma sonucunda görülüyor ki çocuklarda biyolojik aile ile düzenli görüşme kaygı bozukluğu ve davranış problemlerini önemli ölçüde azaltıyormuş.

Sırtımı bilime yasladığıma göre rahatça söyleyebilirim ki: Çocukların bir yerlerde biyolojik ailesinin olduğunu, onu düşündüğünü, bu ayrılığın bir sebebi olduğunu ve o sebebin kendisi olmadığını bilmeye ihtiyacı var. Bu ne yazık ki uzun vadeli bir yatırım ve kısa dönemde sonuçlarını görmek pek mümkün değil.

Her şey bir yana, çocuğun biyolojik aile ile görüşürken bir seçim yaptığı korkusuna kapılmaması için görüşmelerde sizin desteğinize çok ihtiyacı var.

En güzel günler, kocaman gülücükler hep çocukların olsun!

Gizem Kalkan



Referans:

McWey, L. M., Acock, A., & Porter, B. E. (2010). The impact of continued contact with biological parents upon the mental health of children in foster care. Children and Youth Services Review, 32(10), 1338-1345. doi:10.1016/j.childyouth.2010.05.003

Makaleye buradan erişebilirsiniz